Diyarbakır’da nesli tükenme tehlikesi altında olan ‘Türk semenderi’ görüldü

Diyarbakır’da nesli tükenme tehlikesi altında olan ‘Türk semenderi’ görüldü
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dicle Üniversitesi Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, Kulp ilçesinde köylüler tarafından görülen ve nesli tükenme tehlikesi altında olan ‘Türk Semenderi’ veya ‘Lekeli Semenderi’ diye adlandırılan Salamandra infraimmaculata‘nın dünyadaki yayılış alanın İran, Irak, İsrail, Lübnan, Suriye ve Türkiye olduğunu bildirdi. Lekeli semenderin, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (International Union for the Conservation of Nature – IUCN), kımızı listesinde durumu tehdit altına girebilir kategoride olduğunu belirten Prof. Dr. Satar, “Ülkemizin Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayan Türk Semenderine normal mevsim şartlarında Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Ekim, Kasım aylarında rastlanırlar. Vücutları oldukça kalın, parlak siyah zemin rengi üzerinde, dağınık veya şerit halinde sarı, bazen portakal sarısı lekeler bulunur. Karın tarafı siyahımsı gri, bazen küçük sarı lekelidir. Bu lekelerin şekil ve büyüklükleri farklıdır. Kuyruk uzunluğu daima “Baş+Gövde” kısmından daha kısa ve kuyruk, enine kesitte yuvarlaktır. Tepe ve dağlık yerlerde, nemli ağaç ve ormanlık habitatlarda yaşarlar. Islak toprak ve taşlar altında, ağaç kabukları altında gizlenirler. Gündüzleri gizlenip gece aktiftirler. Sadece yağmurdan sonra gündüzleri görülebilirler. Besinlerini yumuşak vücutlu böcekler oluşturur. Lekeli semenderler yumurtalarını sığ ve soğuk suların içerisine bırakır döllenmiş yumurtalar yaklaşık 10 aylık sürede gelişir, başkalaşımını tamamlayan larvalar suyu terk eder. Kertenkele zannedilen Lekeli Semender esasında bir kuyruklu kurbağa türüdür. İnsanlara bir zararı yoktur. Aşırı yavaş hareketlerinden dolayı birçok kuş ve yırtıcıya yem olurlar. Uluslararası Doğa Koruma Örgütü (IUCN) tarafından NT (Near Threatened= Tehlike altına girebilir) kategorisinde bulunan bir Türk Semenderinin yakın gelecekte neslinin tehlike altına girebileceği belirtiliyor” dedi.

“Anadolu’da bilinen 3 alt türü vardır”

Vücut oldukça kalın, parlak siyah zemin rengi üzerinde, dağınık veya şerit halinde sarı, bazen portakal sarısı, ender olarak da kırmızı lekeler bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Satar, “Bu lekelerin şekil ve büyüklükleri farklıdır. Kuyruk uzunluğu daima “Baş+Gövde” kısmından daha kısa ve kuyruk, enine kesitte yuvarlaktır. Ventral taraf siyahımsı gri, bazen lekelidir. Areali; esas olarak Anadolu’dur. Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu’dan bilinir. Ayrıca güneyde Lübnan dağları istikametinde levanten bölgede İsrail’e ve Doğuda K. İran’a kadar uzanır. Bu geniş yayılış sahası içinde birçok alt türlere ayrılır. Tepe ve dağlık yerlerde, nemli ağaç ve ormanlık yerlerde yaşarlar. Islak toprak ve taşlar altında, ağaç kabukları altında gizlenirler. Bunların biotoplarında derin olmayan suların bulunması, yumurta bırakması için gereklidir. Gündüzleri gizlenip gece aktiftirler. Besinlerini yumuşak vücutlu böcekler ve özellikle toprak solucanı teşkil eder. Üreme zamanı erkek koku duyusu yardımı ile dişisini bulur. Bunlarda eşlerine kur yapma (court ship) mevcuttur. Kopulasyon organı bulunmadığından, ampleksus (kucaklaşma) şeklindedir: Erkeğin dişiyi kavraması şeklinde olur. Erkek dişinin altına girerek ön bacakları ile dişiyi yakalar ve bir müddet sırtında taşır. Ampleksus sonunda erkek spermatoforu zemine bırakır ve dişi bu sperma paketini kloak yolu ile içeri alır. Spermler dişinin kloakından spermatekalara yerleşir. Döllenme dahilidir ve döllenmiş yumurtalar yaklaşık 10 aylık sürede gelişirler. Sonuçta dişi larvalarını yakındaki derin olmayan suya bırakır. Bu nedenle türün “Larvipar üreme” (ovovivipari) gösterdiği kabul edilir. Anadolu’da bilinen 3 alt türü vardır. S.i. orientalis: Sırtta oldukça iri sarı lekeler mevcuttur. Ventrali lekesizdir. Erzincan, Bitlis, Adana; Niğde, K. Maraş ve Mersin illerinde, S.s. infraimmaculata: Sırttaki lekeler orientalis’e göre nispeten küçüktür. Vücudun alt ve yanları lekesizdir. Osmaniye ve Hatay illerinde, S.s. semenovi: Sırttaki lekler çok sayıda ve boyutça diğer alt türlere göre küçüktür. Lekeleri ayrıca tırtıklı ve ortası siyah olacak şekilde, yıldızsın görünümler de verir. Ventralinde çok küçük, dağınık, belirsiz sarı lekeler mevcuttur. Doğu Anadolu’da dağılış gösterir. Ülkemize önceden Ege’den kaydı verilen Salamandra örneklerinin taksonomik durumu açık değildir. Salamandra slamandra olabilecekleri düşünülse de, müze materyali kaydı haricinde aktüel bir kayıt yoktur ve bu kayıtlar da çok eskidir. O nedenle Türkiye Herpetofaunası listesinden silinmiştir” şeklinde konuştu.

Muhsin Taş
 

Bu Yazıya Tepki Ver