Hazreti Mevlana’nın 747. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arus programı

Hazreti Mevlana’nın 747. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arus programı
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen Şeb-i Arus programına, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vali Vahdettin Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta ve sınırlı sayıda seyirci katıldı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başladı. TBMM Başkanı Şentop, “Çinlilerin dikkat çeken şöyle bir bedduası varmış: ‘İlginç zamanlarda yaşayasın!’ Ne gariptir ki Çin’den Dünyaya yayılan ve bütün insanlığı etkileyen epey ilginç ve ürpertici bir zamandan, küresel salgın sürecinden geçiyoruz. Böyle bir zamanda, böyle bir gecede ve atmosferde sizinle buluşmak ve Hazreti Mevlâna’nın bu dünyadan ayrıldığı günü sizinle birlikte ya’d etmek benim için bir iftihar ve mutluluk vesilesi.

Bugünün karmaşık ve kaotik küresel dünyasında, gezegenimiz değişik krizler, savaşlar, haksızlıklar yaşıyor. Toplumlar ve insan teki değişik açmazlarla karşı karşıya, hayatta kalmaya çalışıyor. Aklın ve toplumun yasalarına rağmen, kendini yalnız ve çaresiz hissedenler büyük bir kalabalık oluşturuyor. Dünyanın büyük caddelerindeki birbirinin benzeri ışıklı vitrinler, tüketim endüstrisinin her düzeydeki cazip numaraları, her gün yenilenen trendler ve atomize olmuş duygusal paketler… Her gün üzerimize boca edilen medyatik çöpler; kendimizi dünya ile iletişim içinde zannederken anlam kökleri zedelenmiş ruhlarla, minik bencil adacıklarda ‘yaşadığını’ düşünen uçan balonlar… İnsan bu dramatik yeryüzü macerasında, elinden tutacak şifalı bir el; ruh ve gönül arayışına bir cevap arıyor” diye konuştu.

“Hazreti Mevlâna Doğunun ve Batının ruh dünyasında açmaya devam ediyor”

Bu arayışların hem kişisel planda hem de devletler arası olayların özüne ilişkin tutumlar için yoğun bir biçimde devam ettiğini kaydeden Şentop, “Kendi yaşadığı çağı aşarak yüzyıllar sonrasında da sözleriyle dijitalleşmiş kalplere bile dokunan, modern karanlıklar içinde dahî ışıldayan Hazreti Mevlâna’nın anlam çiçekleri, bugün de Doğunun ve Batının ruh dünyasında açmaya devam ediyor.

Son yıllarda bütün hakikatin tepetaklak edilmeye çalışıldığı bazı bölgesel ve küresel yanlışlara şahit oluyoruz. Bu yanlışların bir kısmı, terörle kurulan destekleyici ilişkiler zemininde. Bir kısmı güçsüz, yoksul insanlara ve topluluklara zulüm şeklinde. Bir kısmı ise barış ve esenlik dini olan İslam’ı, Onun Aziz Peygamberini ve Müslümanları ötekileştirmek isteyen sefil yaklaşım ve eylemler şeklinde gerçekleşiyor. Ne diyordu Hazreti Mevlâna: ‘Köpeklerin dudağı değdi diye deniz kirlenmez.’

Geçmişte bütün bir uygarlığımızı talan eden, yakıp yıkan Moğolların, bugün de değişik ve çağdaş modellerinin; Doğuda ve Batıda tarih sahnesine çıkmaya çalıştığını görüyoruz. Bu bazen doğrudan savaş ve yıkım şeklinde, bazen diplomasi masasında, bazen medya yoluyla manipülasyon, hakaret ve hakikati ters yüz etme çabalarıyla beliriyor.

Çok yönlü ve çok boyutlu bir kuşatma, bir yaptırım ve başka yöntemlerle engellenmek, yok edilmek, güçsüzleştirilmek istenen Türkiye’mizin düşmanları, iyi bilmelidir ki; onların adaletsiz ve insan sevgisinden yoksun tüm çabaları, Milletimizin ve Devletimizin ayakları altındadır. Ve iftiharla belirtmek isterim ki bu toprakların büyük ruhu; insanlık ve barış düşmanı, iyilik ve esenlik karşıtı; yerel, bölgesel ve küresel odaklara gerekli cevapları vermiştir bundan sonra da vermeye devam edecektir” şeklinde konuştu.

“Devletimizin ezel/ebed istikameti bellidir”

Milletin vatan sathındaki her türlü maddî değer ve gücü kadar, yeraltındaki uzantısı olan, bedeli ödenmiş manevi değer ve gücü de olduğunu aktaran Şentop, şunları kaydetti:

“Salgın başladığı andan itibaren ülkemizin ve devletimizin, bütün Dünya devletleri ve halkları için sergilediği fedakâr ve merhamet dolu tutum ortadadır. Hazreti Mevlâna ‘Merhamette güneş gibi ol.’ demiyor muydu? İnsanlığın zor zamanında bunu ‘olduk’ elhamdülillah. Kimseye kabalık etmek istemem ama o süreçte bazı devletlerin başka devletlere ait sağlık ürünlerine el koymaları, bazı devletlerin birbiriyle çatışmaya girmeleri ve bazı devletlerin çaresizlik içinde yardım bekleyip aynı siyasal blokta yer almalarına rağmen uğradığı haksızlıklarla ilgili sitemleri hatırımızdadır.

Bu toprakların kurucu bilgeleri, Balkanlardaki varlığımızı ve buradaki ruhu mayalayan Horasan erleri, Alp Erenler; Yesevî’den Yunus’a, Hacı Bayram ve Hacı Bektaş Velî’den Mevlâna Celaleddin’e bize değerli bir miras bıraktılar. O miras şudur: İnsanlık için düşünmeyi de hesaba katan iyi insan olma sorumluluğu. Bu sorumluluk ruhuyla hâlâ daha STK’larımız ve Devletimiz güçsüzlere, muhtaçlara, felakete uğrayanlara, darda kalmışlara merhamet ve iyilik elini uzatmaya devam ediyor ve inşallah kıyamete kadar da devam edecektir. Aziz Milletimizin ve büyük Devletimizin ezel/ebed istikameti bellidir.”

“Hazreti Mevlana miras olarak bizlere benzersiz bir hayat bıraktı”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Hazreti Mevlana’nın miras olarak insanlara benzersiz bir hayat bıraktığını ifade ederek, “Eserlerini ise mirasını sözlerle anmak için değil, sözleri takip ederek o hayatı bizim de yaşayabilmemiz için kaleme almıştır. Yolu bulmak için yolcuya tarif gerekir. Ama önce yola çıkmaya niyet etmek şarttır. Eğer maksat bu değilse hiçbir tarif kişiyi ne yolun başına getirebilir ne de sonuna ulaştırabilir. Bu yıl da Hazreti Mevlana’dan söz alıp dedik ki ‘İnsan yeter ki iyilik arasın, onda kötü bir şey kalmaz.’ Bu öğüdün muhatabı elbette biziz. Ancak Hazreti Mevlana’nın sözü dilde değil gönülde ses bulmalıdır. Yeri geldiğinde başkasına iletmek için değil her yerde bizzat yaşayıp, uygulamak için öğrenilmelidir. Zira sözün kalıcı olmasını ve başka başka gönüllerde yankı bulmasını gerçekten istiyorsak, yaşayarak o sözü vücuda getirmeli ve sözün kendisini değil sonucunu insanlara göstermeliyiz” dedi.

“Tercihi yapan bizken sonuç için başkasını suçlayamayız”

Bakan ersoy şöyle devam etti:

“Bugün dünyaya baktığımızda nice insanın kendilerine iyilik getirdiklerini söyleyenlerin elinde kötülükle tanıştığını görüyoruz. Adına demokrasi deyin, özgürlük deyin, medeniyet deyin; dün ve bugün güzel sözlerin arkasına kötü niyetlerin saklanabildiğini yaşayarak öğrendik. Demek ki iyiliği doğru yerde doğru şekilde ve doğru kişilerde aramak da bir meziyettir. Üstelik yanlış ile doğrunun nice örneği, başı ve sonuyla karşımızda dururken girdiğimiz yanlış yolun mesuliyetini de üstlenmek zorundayız. Tercihi yapan bizken sonuç için başkasını suçlayamayız. İşte bu yüzden Hazreti Mevlana’ya dönüyoruz.

Onu anlamaya, anlatmaya ve yaşamaya çalışıyoruz. Kendi içimizden iyilik aramış ve bulmuş, sayısız insana da buldurmuş bir rehber varken ona başvurmaktan daha doğalı ve doğrusu yoktur. Vuslatın 747’nci yılında Hazreti Mevlana’yı rahmetle ve minnetle anıyorum. Sağlıklı günlerde, daha coşkun ve farklılıklarla zenginleşmiş kalabalıklarda birlikte olma temennisini dile getirirken, bu yıl internet ve sosyal medya mecralarında, Şeb-i Arus paylaşımlarımızın 150 milyon gösterime ulaştığı bilgisini de, büyük bir memnuniyetle paylaşmak istiyorum.”

Vali Vahdettin Özkan da, Hazreti Mevlana’yı 747. Vuslat yıl dönümünde şükran ve minnetle andıklarını söyledi. Özkan, insanlığın birbirine ihtiyaç duyduğu pandemi döneminde gerçek emniyet ve sağlığın Hakka itimat ile elde edilebileceğini Hazreti Mevlana’nın 8 asır önceden bildirdiğini kaydetti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, 747. vuslat yıl dönümüne ulaşmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Hazreti Mevlana der ki ‘Her yerde olmak gibi bir duan varsa gönüllere gir.’ Çünkü sevenler sevdiklerini gönüllerinde taşırlar” ifadelerini kullandı.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da konuşmasında, “Hazreti Mevlâna Celaleddin Rûmî’nin yüzyılları aşan ‘Gel’ çağrısına uyarak dünyanın her yerinden, yılın bütün günlerinde bu çağrıya icabet eden, ama Şeb-i Arus’ta özel bir ihtimamla buraya gelen dostlarımıza bu yıl uzaktan seslenmenin burukluğunu yaşıyoruz. 747.’sini idrak ettiğimiz ihtifallerde gönlü bizimle olan herkese selam olsun. Bu yıl pandemi sebebiyle Hazreti Pîr’in vuslat törenlerine katılamayan, kalbi Konya ile Mevlana ile atan bütün dostlarla en kısa zamanda buluşmayı ümit ediyor; bütün hak aşıklarını pandemi sonrası Konya’mıza davet ediyorum” dedi.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden program, sema gösterisinin ardından sona erdi.

Ramazan Çetin – Enver Furkan Çelebioğlu

 

Bu Yazıya Tepki Ver