İletişim Başkanlığı’ndan ’veto’ açıklaması

Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan göre veto edilen laf konusu kanunun TBMM Başkanlığı’na geri gönderilmesininin nedenlerine ilişkin yazılı izah etme yaptı. Açıklamada, TBMM Genel Kurulu’nca 21 Kasım 2019 tarihinde kabul edilen, 7193 sayılı ’Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişim Yapılması Hakkında Kanun’un incelendiğine göze çarpan edilerek şöyle denildi:

“Bu kanunda, öteki düzenlemelerin yanında, Elektrik Üretim Anonim Şirketi veya yan ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına, Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun zarfında oluşturulacak ulus imal şirketlerine ve ulus üretim şirketlerine ait üretim tesislerine, bunlardan özelleştirilenlere ve daha sonra özelleştirilecek olanlara, çevre mevzuatına ahenk kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2019 tarihine değin tanınan sürenin nihayetinde 30 Haziran 2022 tarihine değin uzatılması öngörülmektedir.”

Değiştirme öngörülen düzenlemenin ilk olarak 14 Mart 2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 8’inci maddesinde yer aldığı, maddede belirtilen şirketlere çevre mevzuatına ahenk kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2018 tarihine dek zaman verilerek, bu sürenin 3 yıla değin uzatılabileceği yönünde Bakanlar Kuruluna yetki tanındığı hatırlatıldı. Anayasa Mahkemesinin 22 Mayıs 2014 tarihli kararı ile anılan düzenlemenin iptal edilmesi üzerine 4 Haziran 2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 25’inci maddesiyle geçici 8’inci maddenin tekrar düzenlendiği ve bu kez şirketlere bilinen sürenin 31 Aralık 2019 olarak belirlendiği kaydedildi.

’7 YIL YETERLİ BİR VAKIT’

Açıklamada, “Enerji ihtiyacının aralıksız olduğu ve artarak devam ettiği, enerjinin ve dolayısıyla enerji sektörünün ülkemizin hedefleri ve gelişimi için yaşamsal yük talep ettiği hususları göz önüne alındığında, elektrik üretim tesislerinin varlığının korunmasının ve desteklenmesinin devletin temel politikalarından biri olması gerektiği şüphesizdir. Nitekim 6446 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2013 yılından 2019 yılı sonuna kadar çevre mevzuatının gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen şirketlere takriben 7 yıl zaman tanınması da bu yaklaşımın bir tezahürüdür. Bahşedilen sürenin, yatırımcı şirketler bakımından hem finansal, ayrıca teknik gereklilikleri karşılama konusunda yeterli olduğu açıktır. bununla beraber, insan sağlığı ve çevrenin korunması da devletin başta gelen Anayasal ödevi ve herkesin insani görevidir. Nitekim Anayasanın 56’ncı maddesinde, herkesin dinç ve dengelenmiş bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hususu da hüküm altına alınmıştır. Devletin çevreyi koruma ödevi zorunlu mevzuatın yürürlüğe konması ve mevzuata uygunluğun denetlenmesi suretiyle yerine getirilir. Vatandaşlar ise bu mevzuatın gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmekle sorumludur. Ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması zarureti, insan sağlığı ve çevrenin korunması amacının önüne geçmemelidir.”

’ÇEVREYİ KORUMA ÖDEVİYLE BAĞDAŞMAZ’

Günümüz şartlarında çevre kirliliğine yol açmadan, özellikle hava, su ve toprak kalitesini bozmadan da enerji üretiminin gerçekleştirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekilerek, “Hal böyle iken, evvelce elektrik üretim şirketlerine tanınan ve esasen yeni mevzuata armoni sağlama ihtiyacından kaynaklanan takriben 7 yıllık geçiş süresi, düzen için tatmin edici olmasına karşın, incelenen kanunla bu sürenin nihayetinde 2,5 yıl kadar daha uzatılması devletin insan sağlığı ve çevreyi koruma ödevi ile bağdaşmayacaktır. Devletin bu meseleye ayrıca yatırımcıyı keza vatandaşını koruyacak bir anlayışla yaklaşması, düzenlemeleri buna kadar gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu sebeple, incelenen Kanunun 50’nci maddesinin her yerde değerlendirilmesinde fayda görülmektedir. Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 7193 sayılı ’Dijital Hizmet Vergisi ile Bir Takım Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’, 50 nci maddesinin TBMM’ce bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa’nın 89 ve 104’üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir” denildi.

Bu Yazıya Tepki Ver