Yapılan bir araştırma, kilo artışının bağırsak, meme ve pankreas kanseri dahil bazı kanser türlerine yakalanma riskini yüzde 11 oranında artırabileceğini gösteriyor. “Kilolu ama sağlıklı” algısı sorgulanıyor.
Kilolu Ama Sağlıklı Mitini Sarsan Araştırma
Son yıllarda “kilolu ama sağlıklı” olarak tanımlanan kişilerin pusulabet obezite ile ilişkilendirilen sağlık risklerinden kaçınabileceği düşünülüyordu. Ancak yeni bir araştırma, kilo artışının bazı kanser türlerine yakalanma riskini artırabileceğini gösteriyor. Vücut kitle endeksindeki her beş puanlık artış, kanser riskini yüzde 11 artırabilir.
Araştırmanın Detayları
Yaklaşık 600 bin kişi üzerinde yapılan araştırma, vücut kitle indeksi ile pusulabet giriş kanser riski arasındaki ilişkiyi inceledi. Elde edilen sonuçlar, kardiyovasküler hastalığı veya tip 2 diyabeti olmayan kişilerde bile vücut kitle indeksi artışının obezite ile ilişkilendirilen kanser riskini yüzde 11 artırdığını gösterdi.
“Kilolu Ama Sağlıklı” Teorisi Sorgulanıyor
Bu bulgular, “kilolu ama sağlıklı” teorisini sorguluyor. Araştırmaya dahil edilen Birleşik Krallık’taki bir alt grup, normal kilolu olmasalar bile aşırı kilolu veya obez olmaları durumunda obezite ile ilişkilendirilen kanserlere yakalanma riskinin yüzde 23 daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Kilo ve Kanser İlişkisi
Aşırı kilo, vücutta iltihaplanmaya veya insülin hormonunun fazlalığına yol açabilir, bu da tümörlerin büyümesine katkıda bulunabilir. Özellikle menopoz sonrası meme kanseri, yumurtalık ve rahim kanseri, bağırsak, pankreas, böbrek ve yemek borusu kanseri gibi obezite ile ilişkilendirilen kanserler vardır.
Sonuç ve Öneriler
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’ndan Dr. Heinz Freisling, bu çalışmanın “sağlıklı kilo” iddiasını sorguladığını ve kilo ile ilişkilendirilen kanser riskinin önemli olduğunu vurguluyor. Sağlıklı bir kiloyu korumanın önemli olduğunu belirten Dr. Freisling, kardiyovasküler hastalıklar gibi ek sağlık sorunlarının varlığında riskin daha da artabileceğini belirtiyor.
Kilo kontrolünün ve sağlıklı bir yaşam tarzının kanser riskini azaltmada önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır.
